6 Kasım 2010 Cumartesi

teselli

Eğer içinizde birşey sıkışıyorsa. Sıkışıyor ve patlatamıyorsa derinizi, Güneş tam tepedeyken, hele bir de bulutsuzsa gökyüzü o gün, kollarınızı ve bacaklarınızı açıp çırılçıplak yatın toprağa sırtüstü. Bırakın Güneş geçsin içinizden, kemikleriniz yumuşasın ve nur dolaşsın damarlarınızda. Güneş bu, bilir işini ve bulur sıkışıklığı zaten. Bir de bakarsınız siz farketmeden patlamış deriniz. Rahatlarsınız biraz. Bir de yaraözüyse sıkışıklığa sebep, yaşadınız.
Yaraözü kurumadan toprakla karıştırılırsa hayal olur. Hamurumsu bir madde olan hayali, hayal edebildiğiniz herşeye dönüştürebilirsiniz. Kanat yapabilirsiniz mesela. Güneş de biraz kurutup omuzlarınıza takar uçarsınız o zaman. Uçacak bir yeriniz varsa…
Yaralanmadan uçulamaz ki. Uçmadan gidilemez yerler bilinemez ki o zaman da.

2 yorum: